Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Konusunda Son Gelişmeler
Bilindiği gibi emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) kamuoyunun oldukça hassas olduğu bir konu olup son zamanlarda bu konuda oldukça sıcak gelişmelere şahitlik ediyoruz. Gerek bu durumdan mağdur olanların, gerekse sorunun çözümündeki muhatap olan siyaset ve kamu kurumlarının konuya duyarlılıklarından, emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) sorunundan yoğun bir şekilde çıkış yolu aranmakta olduğunu görüyoruz.
Kamuoyunda konuşulanlar ile medya üzerinden bu konudaki yazılmış yazı ve yorumları incelediğimizde doğru bilgi ile yanlış bilginin birbiri içerisine girmiş olduğunu fark ettik. Biz de bu yazımızda EYT sorununun doğuşundan bu güne kadar yaşanan süreci son gelişmeler ışığında kısaca özetlemek istedik.
EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) ve Emekli Olmak İçin Temel Gereklilikler
Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT), emekli olmak için gereken prim gün sayısını doldurmalarına rağmen 1999 yılında kabul edilen ve emeklilik yaşını yükselten 4447 sayılı kanun sonrası gerekli yaş şartını taşımadıkları için emekli olamayacak kişilerin oluşturduğu kesimi ifade etmek için kullanılan bir ifadedir.
Sosyal Güvenlik Kanununda belirtilen emeklilik şartlarında köklü değişiklikler getirilen milat niteliğindeki bazı düzenlemeler neticesinde sigortalılık başlangıcı;
– Erkekler için 08.09.1976, Kadınlar için 08.09.1981 öncesi olanlar,
– 08.09.1999 (hariç) öncesi olanlar,
– 08.09.1999 (dahil)-30.04.2008(dahil) arası olanlar,
– 01.05.2008 (dahil) ve sonrası olanlar için farklı emeklilik şartları getirilmiştir.
Mevcut geçerli yasaya göre bir kişinin emekli olabilmesi için:
1-Yaş: kadın 58, erkek 60 yaşını doldurmaları,
2-Memur ve esnaf 9000 gün, işçi 7200 gün prim ödeme,
şartlarını taşıması gerekiyor. 2036 yılından itibaren her iki yılda bir artırılarak yaş şartı 2048 de kadın ve erkeklerde eşitlenip 65 olarak uygulanacak. Bir başka deyişle şu anki sistem emeklilikte yaş ve prim ödeme gün sayısı gerektiriyor.
EYT’nin Doğum Tarihi
8 Eylül 1999 tarihli 4447 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesi yaş şartı olmaksızın kadınlar için 20 yıl, erkekler için 25 yıl sigortalılık süresi ve 5000 günlük prim ödeme gün sayısı şartı bulunmaktaydı. Değişiklik sonrası yaş şartı getirilerek emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde 60’a, prim gün sayısı ise 7000 güne yükseltildi. 8 Eylül 1999 gününden önce işe girenler için kadınlarda 40 ile 58, erkeklerde ise 44 ile 60 yaş arasında değişen kademeli geçiş süresi getirildi. EYT sorunu da bu değişiklik ile doğmuş oldu.
Daha açık bir ifadeyle 4447 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir gecede emeklilik koşuluna yaş şartı eklendi. Örnek olarak 1998 yılında işe giren bir kişinin 2023 yılında emekli olma hakkı bulunurken birkaç yıl sonra çıkarılan yasa yüzünden emeklilik 15 yıl sonraya 2038 yılına ertelenmiştir. İşte bu durum, son yıllarda oldukça konuşulan emeklilikte yaşa takılanlar sorununu doğurdu. Değişikliğin ilk yıllarında bu durumdan etkilenenlerin sayısı azdı ancak zaman geçtikçe prim gün sayısını doldurup da emekli olamayanların sayısı artınca sorun haline geldi.
EYT Sorununda Gelinen Son Nokta
EYT lilerin beklentilerini karşılamak amacıyla bir çok somut çalışma yapılmış olup bunların bir kısmı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Kanun teklifi olarak sunuldu, ancak şu ana kadar hiç birisi kanunlaşmadı. Bu tekliflerin her birisinde farklı çözüm önerileri getiriliyordu. Tüketici Başvuru Merkezi (TBM) Sosyal Güvenlik Komisyonundan yapılan açıklamalara bakıldığında, tekliflerde üç farklı emeklilik yönteminin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Birinci yönteme göre; kadınlar için 50, erkekler için 55 yaşını doldurmuş ve en az 3600 gün hizmeti bulunan çalışanları dikkate almaktadır. Şayet bu teklif 2019 yılı içinde kabul edilirse, 1969 yılı ve öncesinde doğan 3600 günlük (10 yıl) hizmeti bulunan kadınlar ile 1964 yılı ve öncesinde doğmuş ve yine 3600 gün hizmeti olan erkek çalışanları kapsamış olacak. Buna göre, SGK ilk giriş tarihleri 08.09.1999 ve öncesinde olsa dahi bu tarihlerden sonra doğanlar faydalanamamış olacaktır. Bu yöntemde sayıca az bir kesim kapsanmış olacaktır.
İkinci yönteme göre; yaş haddi dışında kalan ancak diğer şartları yerine getirmiş çalışanların emekli edilmesini öngörmektedir. Buna göre emekli olabilmek için sadece çalışma gün sayısını tamamlamış olmak yetecektir. Yani, işçi için kademeli olarak 5000 gün ile 5975 gün, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’nda ise kadın çalışanlar için 7200, erkek çalışanlar için 9000 gün tamamlanması yeterli olacaktır. Bu yöntemde erkek çalışanlardan 1994 yılından sonra ilk defa çalışmaya başlayanlar çalışma süresi açısından faydalanamamış olacak, ancak bunun dışındaki büyük bir kesimi kapsamış olacaktır.
Üçüncü yönteme göre; 08.09.1999 ve öncesinde ilk kez SGK kapsamında çalışmaya başlayan herkesin kadın ya da erkek çalışan ayrımı yapılmadan 5000 günlük hizmet ile emekli olması gerçekleşebilecek, böylelikle EYT kabul edilen herkesi kapsamış olacaktır. Burada yaş şartı ile birlikte yeni getirilen gün tamamlamadaki artışlar da kaldırıldığından EYT dışındaki kişileri de kapsamış olacaktır. Bunlar da “Emeklilikte Güne Takılanlar” yani EGT lilerdir.
Ayrıca Cumhurbaşkanı tarafından Sosyal Politikalar Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Vedat Bilgin’in emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili görevlendirilmesiyle birlikte konunun taraflarıyla kapsamlı çalışmalar yapılarak soruna çözüm bulunmaya çalışılmaktadır.
Mevzuat Önerileri
Son günlerde EYT sorunu gündemin ilk maddeleri haline gelince sorunun nasıl çözüleceği konusunda farklı modeller de konuşulmaya başlandı. Her ne kadar farklı alternatifler üzerinden çözüm arayışları olsa da EYT’lilerin en büyük beklentisi öncelikle yaş şartının kaldırılıp, ABO (aylık bağlama oranı) oranlarının eski seviyelere getirilerek biran önce hak ettikleri emeklilik haklarına kavuşmak olarak ön plana çıkıyor. Sigorta başlangıç tarihine göre derecelendirilerek sigortaya en eski girişlilerden başlanarak, emeklilik hakkının tanınması da beklentiler arasında.
Konunun uzmanları tarafından üzerinde durulan alternatiflerin başında Almanya veya daha çok Finlandiya Modeli olarak bilinen yöntemle, Emeklilikle Yaşa Takılanlar (EYT) sorununun büyük ölçüde çözüleceği belirtilmektedir. Finlandiya ve Almanya’da da emeklilik yaşı 65, 67 olarak değişmekte. Ülkemizde ise 2008 sonrası için erkekler için 61, kadınlar için 58 yaş şartı bulunmakta.
Bu modelde, belirlenen yaştan daha erken emekli olunca bir miktar kesinti yapılıyor. Finlandiya’da emekliliğin hak edilmesine belli bir süre kalanlara, bağlanacak emekli aylığı için her yıl yüzde 2 eksik aylık ödenerek emekli olunması uygulaması var. Kabul edenler şartların sağlanması sonrası emekli olabiliyor. Emekliliğine iki yıl kalan yüzde dört, üç yıl kalan yüzde altı daha az oranda bağlanacak aylık ile emeklilikleri söz konusu oluyor. Finlandiya modelinde bu şekilde emekli olanlara sonradan belirli bir miktar prim ödeyerek, emekli maaşlarını yükseltme hakkı da tanınmakta.
Ortaya çıkan hastalığın tedavisine bakarak buna göre temel model önerileri geliştirmek yerine dünyanın emeklilik sisteminde nereye doğru evrildiğine bakmak gerekiyor. Artık esnek ve alternatif emeklilik modellerinin tartışıldığını, yeni sistem önerilerinde bu hususların da dikkate alınması gerektiğinin görülmesi gerekiyor. Aksi halde büyük iddialar ve reform söylemleri ile getirilen düzenlemelerin üzerinden 10 yıl geçmeden ortaya çıkan mağduriyetler nedeniyle yeniden aynı sorunları tekrar tartışmaya başlarız.